CHP Merkezefendi İlçe Başkanlığı’nın talebiyle CHP İl Disiplin Kurulu tarafından, sosyal medya üzerinden yaptığı eleştirisel paylaşımlar nedeniyle 2 yıl geçici süreyle partiden ihracına karar verilen Merkezefendi eski İlçe Başkanı Tolga Varlıker, CHP Yüksek Disiplin Kurulu tarafından suçsuz bulundu.
PAYLAŞIM
GAZETESİ
Geçtiğimiz
dönem Cumhuriyet halk Partisi Merkezefendi İlçe Başkanlığını
yapan ve girdiği seçimlerde de Merkezefendi Belediyesi’nin
kazanılmasında büyük emeği olan Tolga Varlıker, CHP Yüksek
Disiplin Kurulu tarafından suçsuz bulundu. Varlıker, daha önce
sosyal medya üzerinden yaptığı eleştirisel paylaşımlar
gerekçe gösterilerek
CHP Merkezefendi İlçe Başkanlığı’nın talebiyle İl
başkanlığı tarafından Tolga
Varlıker ile
birlikte Orhan Karaca, Salih Gündoğdu, Mehmet Emek ve Ünal Gündem
partiden 2 yıl geçici süreyle uzaklaştırılmasına karar
verilmiş ve Tolga Varlıker bu kararı doğru bulmadığını ileri
sürerek konuyu Ankara Genel
Merkez’e taşımıştı.
SUÇSUZ
BULUNDU…
Geçtiğimiz günlerde toplanan CHP Yüksek
Disiplin Kurulu (YDK) Tolga Varlıker ile ilgili dosyayı da gündeme
aldı ve görüştü. Toplantıdan dosyada isimleri bulunan 3 kişi
için bir kademe indirme, Orhan Karaca hakkındaki iddianın
onanmasına ve Tolga Varlıker için ise tüm taleplerin reddine
karar çıktı.
“YÜREĞİMİZİN
RENGİ NEYSE, KOLTUĞUMUZA BIRAKTIĞIMIZ İZ DE O
OLACAKTIR”
CHP Yüksek
Disiplin Kurulu tarafından alınan karardan
sonra bir açıklama yapan CHP eski Merkezefendi İlçe Başkanı
Tolga Varlıker, “Yüreğimizin rengi neyse, koltuğumuza
bıraktığımız iz de o olacaktır” başlığı ile yaptığı
açıklamada şöyle dedi:
Yaklaşık 8 aydır, siyasi bir karantinanın içindeydim. Bazı sosyal medya paylaşımlarım sebebiyle, Merkezefendi İlçe Başkanlığı ve Denizli İl Başkanlığı tarafından “kesin ihraç” talebiyle İl Disiplin Kurulu’na sevk edildim ve 2 yıl süreyle ihraç edilmeme yönelik karar alındı.

Yıllarca emek verdiğim ve çok sevdiğim partimden, sırf bazı durumlara karşı kimseye hakaret etmeden, kimseyi kırıp incitmeden, nezaket ve eleştiri sınırları dışına asla çıkmadan fikirlerimi belirttim diye bu şekilde ihraç edilmemi doğru bulmadım ve hukuki hakkımı kullanarak, bu kararı Ankara’ya, Genel Merkezimiz’e taşıdım. Yüksek Disiplin Kurulumuz, “…dosyada ceza verilmesini gerektirir yeterli ve inandırıcı kanıt olmadığından, Kurulumuzca yapılan değerlendirme sonucunda iddia edilen paylaşımların eleştiri sınırları içerisinde kaldığı sonucuna varılmış ve şikayetlinin itirazının kabulüne…” diyerek, hakkımdaki tüm suçlamaları düşürmüştür. Kararı iptal etmiştir.
Zamanında canımla, kanımla, gece gündüz emek vererek yanlarında durduğum kişilerin, akla ve vicdana sığdıramadığım şekilde aleyhime yürüttükleri çalışmalar, lobiler oldu. Partimden ihraç edilmem için büyük çaba içine girdiler. Ancak, gerek siyasetin içinden gerekse dışından, nice partili, partisiz dostlarımın, bu süreçte hakkın tecelli olacağına dair bana verdikleri destekleri bir ömür boyunca unutmayacağım. Bir kez daha gördüm ki, kalbi adaletten yana atanlar, çok, çok daha fazla…
Çevremdeki birçok kişi, “Başkan, siyaset böyle kirli ve vefasız bir şey” dedi. Fakat herkese hep aynı şeyi söyledim. “Hayır, siyaset kirli ve vefasız değil. Kirlilik de vefasızlık da insana mahsus. Siyaseti kirleten, siyaseti yalan söylemekten, yol arkadaşlarını rant ve çıkarlar uğruna heba etmekten ibaret görenler, siyaseti de kendi kalpleri gibi kirletirler. Benim siyaset anlayışım bu değil. Asla da böyle olmayacaktır. Hiçbir kimlik, hiçbir makam insana şeref katmaz. Ancak insan kimliğine, makamına şeref katabilir. Yüreğinizin rengi neyse, koltuğunuza bıraktığınız iz de o olacaktır.